Ermenice müziğin izinde Sovyet plaklarında bir gezinti

3/10/2025

Kişisel arşivlerde çalışmanın her zaman birden çok boyutu oluyor. Arşiv sahibinin kenara köşeye sakladıkları, bazen onu tanıdığımız çalışmalarının yanında, kişinin heveslerini de gösterir, bazen zevkleriyle ilgili yeni fikirler edinmemizi sağlar. Kimi zaman da arşivlenmiş malzemenin kendisi, o konuda meraklı araştırmacılar için yeni bilgilere kaynaklık eder.

Yesayan Derneği’nde pek çok kişinin arşivinin tasnif çalışmaları devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda Hayk ve Anjel Açıkgöz’ün, yaşamlarının son yıllarını geçirdikleri Almanya’da onlara yoldaşlık etmiş dostları, arşivlerini derneğe emanet etmek istediklerini haber verdi. İlk olarak da yıllar içinde biriktirdikleri plaklar ulaştı elimize. Derneğin giderek büyüyen müzik arşivi güçlü, özgün bir koleksiyon kazanmış oldu.

Bu koleksiyonun doğuşunu anlamak için çiftin hayat hikâyesini de anlamamız gerekiyor. Hayk Açıkgöz, 1949 yılında ressam Jak İhmalyan’la birlikte Beyrut’a doğru yola çıkmış ve ancak bir yıl sonra sevgili eşiyle buluşabilmiş. 1955 yılında çeşitli durakların ardından Macaristan’a varan Açıkgözler, burada Nazım Hikmet’in de yardımlarıyla yeni Sovyet pasaportları çıkarabilmiş. Hayatlarının geri kalanı da Sovyet ülkeleri arasında gezerek ve çalışarak devam etmiş. Leipzig, Varşova, Moskova, Prag gibi şehirler arasındaki seyahatler boyunca Türkiye’den göç etmek zorunda kalmış yoldaşlarıyla bir araya geldiklerinde dinledikleri oyun havaları, çiftin anılarında da yer bulmuş. Çifti daha yakından tanımak isteyenler kütüphanemizde birkaç kitap bulabilir1.

Plaklara dönersek; Açıkgöz çiftinin koleksiyonundan elimize ulaşan 100 küsur plağın hemen hepsi SSCB baskısı. Çoğu ya jenerik olarak hazırlanmış kâğıt plak zarflarında ya da koruyucu naylon zarfların içinde saklanmış. Kâğıt zarflarda kimi zaman plağın içeriğine dair notlar, özellikle de sevilen bir plak olup olmadığı yazıyor: “Çok güzel” ifadesinin pek çok kez yer alması gibi.

Az sayıdaki istisna dışında Kiril alfabesiyle Rusça olarak etiketlenmiş plakların tasnif ve kataloglanması için internetin yardımına başvurduk ve bu süreçte SSCB’nin plak tarihine ilişkin de çeşitli bilgiler edinme şansı bulduk: Arşivlerin beklenmedik mucizeleri! Konunun meraklıları için araştırılacak pek çok ipucunu saklayan bir matruşkanın arşive dahil olduğunu iddia etmek abartı olmayacaktır.

Örneğin Д – 04654 kodlu plağın (A yüzünün demek daha doğru) Eugene Ormandy yönetimindeki Philadelphia Senfoni Orkestrası’nın eşlik ettiği Rachmaninoff’un 4. piyano konçertosu kaydı olduğunu görünce şaşırdığımızı itiraf etmek gerekir. Eserin bu ekiple 1941 yılında icra edilen bir kaydı tam otuz yıl sonra RCA etiketiyle Birleşik Krallık’ta yayınlanmış. Firma Melodiya etiketiyle 1964 yılında yeniden basılan arşiv kopyamızsa ilk olarak 1961’de dinleyiciyle buluşmuş. Bunun dışında 1971 yılına dek farklı Sovyet edisyonları ve yeniden basımlarının bilgileri de mevcut. Anlaşılan o ki, Rachmaninoff’un konserinin kaydı, konser her ne kadar ABD’de gerçekleşmiş olsa da, Batı dünyasından çok önce Sovyetler’de basılmış. İşte, arşivde çalışmaya başlayınca, bir anda insanın karşısına çıkan bir plak, ona, Doğu Almanya’daki gramofon fabrikasının sökülüp Leningrad’da (bugünkü St. Petersburg) yeniden inşası, batıdaki çeşitli konserlerin radyodan yapılan kayıtlarının devlet izinli bootleg olarak yayımlanması gibi çeşitli ayrıntılarla dolu Sovyet Plak Tarihi kapısını aralayıverebiliyor.

Konumuza dönelim: Çok değerli Hayk ve Anjel Açıkgöz’ün, mücadele ve çalışmalarıyla bıraktıkları mirasın tanığı arşivlerinin tasnifini bitirirken, bu kayıtları dijital ortama aktarıp daha çok insana ulaştırmak istiyoruz. Böylece meraklıları, bir yandan Kahire’deki kilise korosunda müziğe başlayıp daha sonra ‘Ermeni Bülbülü’ lakabını alan Gohar Gasparyan’ı dinlerken, diğer yandan da koleksiyonu gezdikçe Alexander Spendiaryan, Armen Tigranyan, Aram Haçaturyan, Aşot Satyan, Hovhannes Badalian, Ofelya Hampartsumyan gibi isimlerle karşılaşıp; Michael Maluntsyan’ı ve onun Gegham Bağdasaryan’ın şiirlerinden yaptığı besteleri ya da Balasanyan’ın ilk Tacik operası olarak kaydedilen Vosse Ayaklanması’nı keşfedebilirler.

Bu konuda daha çok ilham verebilmek üzere, blogda koleksiyondaki Ermeni müzisyenlerin kayıtlarından yola çıkarak onları daha yakından tanıyacağımız bir seriye yer vermeyi de planlıyoruz.

  1. https://www.yesayan.org/archives/book/suyun-savki ve https://www.yesayan.org/archives/book/anadolulu-bir-ermeni-komunistin-anilari